25 Haziran 2011 Cumartesi

İtalyan Sineması


     Savaştan sonra İtalya'da ülkenin uğradığı yıkım ve toplumsal sorunları konu alan önemli filmler çekildi. İlk Yeni Gerçekçi film Luchino Visconti'nin Tutku'su idi. Ne var ki, faşist İtalyan yönetimce gösterimi engellendiği için, uluslar arası izleyici Yeni Gerçekçi sinemayla, İtalyan II. Dünya Savaşı'nın sonunda teslim olduktan iki hafta sonra Roma sokaklarında çekilen Roberto Rossellini'nin Roma, Açık Şehir adlı filmiyle tanıştı. Ardından Visconti'nin Sicilya'nın bir balıkçı köyündeki yaşamı anlatan destansı filmi Yer Sarsılıyor geldi. Vittorio de Sica'nın, bisikleti çalınan bir işçinin hırsızı bulabilmek için oğluyla birlikte başına gelen trajik öyküsü olan Bisiklet Hırsızları gösterildiği yerlerde büyük yankı uyandırdı. Başlangıçta Rossellini ile birlikte çalışan Federico Fellini ilk kez Sonsuz Sokaklar filmiyle adını duyurdu. Daha sonra gerçek ile gerçeküstünün birbirine karıştığı bir dille birbirinden güzel filmler yaptı. Fellini gibi sinema yaşamına Rossellini ile çalışarak başlayan Michelangelo Antonioni önceleri Yeni Gerçekçi belgesel kısa filmler yaptı. Daha sonra çağdaş kent yaşamının getirdiği yabancılaşmayı vurgulayan Macera, Gece, Kızıl Çöl ve bir kimlik arayışı olan Yolcu gibi filmleriyle dünya çapında yankı uyandırdı. İtalya'nın savaştan sonraki ikinci kuşak yönetmenlerinden Ettore Scola Özel Bir Gün, Ermanno Olmi Nalın Ağacı ve Ermiş Ayyaş Destanı gibi filmlerle Yeni Gerçekçi Akım'ı sürdürdü. Pier Paola Pasolini ve Bernardo Bertolucci siyaset, tarih ve cinselliğin iç içe geçtiği filmler yaptılar. Bertolucci'nin 1900 adlı filmi altı saatte yarım yüzyıllık İtalyan tarihini sığdıran görkemli bir gösteridir. Gillo Pontecorvo'nun Cezayir Savaşı ise, kent gerilla savaşını anlatan, belgesel film üslubunda, propaganda amacı gütmeyen etkileyici bir siyasal sinema örneğidir.

    İtalyan film endüstrisi üç büyük organizasyonun - Roma'daki Cines, Torino'daki Ambrosio ve Itala Film- önderliğinde 1903 ve 1908 yılları arasında şekillenmiştir. Bunları Milano ve Napoli'de kurulan film şirketleri izlemiştir. Kısa bir sürede, bu ilk şirketler makul bir yapım kalitesine erişmiş ve çok geçmeden İtalya'nın yanısıra yurtdışına da film pazarlamaya başlamıştır. İtalyan sinemasında ilk çekilen film türü tarihsel filmdir. Bu türdeki ilk örnek olan Alberini'nin La presa di Roma, 20 settembre 1870 ("Roma'nın Fethi, 20 Eylül, 1870") adlı filmi 1905 yılında çekilmiştir. Diğer filmler Nero, Valeria Messalina, Spartaküs, Jül Sezar ve Kleopatra gibi ünlü tarihí kişilikleri konu almıştır. Ambrosio'nun Gli ultimi giorni di Pompei (1908, " Pompei'nin Son Günleri") adlı filmi kısa sürede öyle ün kazanmıştır ki 1913 yılında Mario Caserini tarafından yeniden çekilmiştir. Aynı yıl Enrico Guazzoni Mark Antony ve Kleopatra adlı filmi yönetmiştir. Tutkulu tragedyalarda ustalaşan Lyda Borelli, Francesca Bertini ve Pina Menichelli İtalyan sinemasının ilk "divalarıydı". Francesca Bertini yalnızca ilk sinema yıldızı olmakla kalmayıp aynı zamanda bir filmde kısmen çıplak görünen ilk aktristti. Tarihsel filmlerin yanında, çoğunlukla edebi eserlerden uyarlanan sosyal temalı filmler de çekilmekteydi. Grazia Deledda'nın kitabından uyarlanan Cenere adlı film 1916 yılında çekilmiş ve filmin başrolünde bir tiyatro oyuncusu olan Eleonora Duse oynamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder