Bu bölümde İran sinemasındaki belli başlı yönetmenler üzerinde durmak istiyorum.Tabi ondan önce İran sinemasına genel açıdan bakarsak şöyle bir bölümleme yapabiliriz: Devrimden önceki İran sineması ve Devrimden sonraki İran sineması…Devrimden önceki İran Sinemasının ilk ve en önemli filmlerinden birisi Darius Mehrcuyi’nin Gav(İnek) filmidir.Sosyal gerçekçi bir film olan Gav filminde , kapitalizm sorgulanmış ve sahiplik olgusu irdelenmiştir. Devrime kadar olan 50 yıllık sürede toplam 1500 film çevrilmiş buna rağmen yabancı filmlerin sultasına karşı konulamamıştır.
Devrimden sonra İran Sineması büyük bir değişim içine girdi.Geçen bölümde tartıştığımız Din-Sinema gerilimi , film üretimine doğrudan etkisini göstermeye başladı.Devrim sonrası İran sinemasında konuşulması gereken bir çok isim var elbette.Ama bunlardan en çok etki bırakanı Abbas Kiarostami’dir…Zeytin Ağaçları Altında,Dostun Evi Nerede,Ekmek ve Sokak, Kirazın Tadı gibi belgeci yanı ağır basan filmlerle , İran Sinemasını dünya vitrinine çıkaran kişidir kendisi…Filmlerinde hem mahalli hem de evrensel dili bir arada kullanmaya çalışmıştır.Kiarostami filmlerinde profesyonel oyuncular yerine halkın içinden gelen oyuncuları kullanmayı tercih etmektedir.Onun filmlerinin insan üzerinde bıraktığı tesir, güzel bir şiirin insan üzerinde bıraktığı tesir ile aynı kefeye konulabilir…
Bu belgeci nosyon İran Sinemasının genelinde hissedilir.Bunun nedenlerinden birisi de Senaryo Denetleme Kuruludur. Sansür, İran sineması üzerinde son derece belirleyicidir.Bu nedenle sinemacılar kendilerini ifade ederken senaryo ve dramaturjiden kaçınarak kurgulama yerine doğaçlama çalışmalara imza atmışlardır. Bir bakıma yaratıcı güçlerini tesadüfi bir rüzgarın önüne bırakmışlardır.Doğaçlama çalışmaların yanında İran Sineması göstergeler üzerinde durmayı çok sevmektedir.Çocuk oyuncular ve simgeler sinematik dilin temel yapıtaşları vazifesini görmektedir.
İRAN FİLM ÖRNEKLERİ
10 ya da On (Farsça: Dah, İngilizce: Ten), 2002 İran-Fransa-ABD ortak yapımı Abbas Kiyarüstemi filmidir. İran'ın başkenti Tahran'da çekildi. Türkiye'de 27 Mayıs 2002'de gösterime girdi. ABD'de gösterime girdiğinde 105.656 $ hasılat elde etti. Fransa'da Les Cahiers du cinéma tarafından 2002'nin en iyi on filminden biri seçildi----------------------------------------Gāv (Farsça: گاو, İngilizce: The Cow), 1969 İran yapımı Dariush Mehrjui filmidir. Gholam-Hossein Saedi filmi kendi oyun ve romanına dayanarak yazdı. Bu filmin İran sinemasında İtalyan Yeni Gerçekçilik akımının da etkisiyle yeni bir sinema dili kurulmasına öncülük ettiği[1]; hatta İran Yeni Dalgası akımının bu filmle başladığı[2] kabul edilir. Filmin adının Türkçe karşılığı, İnek 'tir. Orta yaşlı bir köylü olan Masht Hasan ile çok sevdiği ineği arasındaki ilişkiyi anlatır. Aynı zamanda köyün tek ineği olan bu hayvan, evli ve çocuksuz olan Hasan'ın hayattaki en değerli varlığıdır. Hasan asıl dramı ineği öldükten sonra yaşar. Bundan sonra kendisini inek olarak hissedecektir. Humeyni'nin bu filmi çok beğendiği söylenir. Bunun, İslam Devriminden sonra İran'da sinemanın onurunu kurtaran, yasaklanmayıp sürdürülmesine izin verilmesini sağlayan etken olduğuna inanılır--------------------------------------------------------------------------------------------------------------Kandahar veya Ayın Ardındaki Güneş: Kandahar (diğer adları, Safar-e Ghandehar ve The Sun Behind the Moon), 2001 İran - Fransa ortak yapımı Mohsen Makhmalbaf filmidir. Taliban dönemi Afganistanında geçer. Başarılı bir Afgan-Kanadalı olan Nafas'ın, ailesinin kaçarken Afganistan'da bıraktığı kızkardeşinden, milenyumun son güneş tutulması sırasında intihar edeceğine dair bir mektup alması ve bunun üzerine döndüğü Afganistan'da yaşadıklarını konu alır. Filmin senaryosu, Nafas'ı oynayan Nelofer Pazira'nın yaşadığı gerçek bir olaydan yola çıkılarak yazılmıştır. Kısmen gerçeğe dayalı, kısmen kurgusaldır. Film çoğunlukla İran'da, kimi kısımları ise, gizli olarak Afganistan'da çekildi. Nelofer Pazira başta olmak üzere, çoğu oyuncu, kendisini oynadı. Galası ilk olarak 2001 Cannes Film Festivalinde yapıldı; ancak, önceleri fazla dikkat çekmedi. 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra, daha geniş gösterim olanağı buldu. Film, 2001 Cannes Film Festivali Yarışmalı Bölümü Resmi Seçimi ve Ecumenical Ödülü ile Selanik Film Festivali Film Eleştirmenleri Ödülü aldı. Ayrıca, Makhmalbaf bu filmle, 2001 yılında Unesco'nun verdiği Federico Fellini Ödülünü kazandı.--------------------------------------------------- Kaplumbağalar da Uçar (Farsça: لاک پشت ها هم پرواز می کنند Lakposhtha ham pervaz mikonand, Kürtçe: Kûsiyan jî dikarin bifirin, İngilizce: Turtles can fly)Sarhoş Atlar Zamanı'nın da yönetmenliğini yapan Bahman Ghobadi'nin 2004'te çektiği filmi.Irak Savaşı'ndan sonra çekilen ilk Irak filmi (İran ve Fransa ile ortak yapımı) olup çekim esnasında Amerikan işgal kuvvetlerinin de desteğini aldı.Berlin Uluslararası Film Festivali En iyi istikbali ve barış film ödülü (2005) başta olmak üzere bir çok ödülleri aldı. 2006'da İran en iyi yabancı film dalında adaylık gösterildi------------------------------Kirazın Tadı (Farsça: طعم گيلاس , Ta'm-e gīlās; İngilizce: Taste of Cherry), 1997 İran yapımı Abbas Kiyarüstemi filmidir. Tahran'ın kenar mahallelerinden birinde arabasıyla dolaşarak para karşılığında kendisini öldürecek birini arayan orta yaşlı bir adam hakkında, minimalist bir filmdir. Türkiye'de gösterime girmedi; ancak, 18. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde gösterimi yapıldı. Festivale, yönetmen Kiyarüstemi de konuk oldu.
Ayrıca, filmin çekim senaryosu, kitap olarak basıldı. Kitap, Türkçe'ye de çevrilerek, "Kirazın Tadı: Bir Abbas Kiyarüstemi Klasiği - Çekim Senaryosu" adıyla Es Yayınlarınca yayımlandı. Film, gösterildiği yıl, Cannes Film Festivalinde Shohei Imamura'nın Yılanbalığı filmiyle Altın Palmiye ödülünü paylaştı. Çeşitli ülke eleştirmenlerinden övgüler alan film, internet sitesi Rotten Tomatoes'ta da %80 olumlu puan aldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder